MERHABA
bir süredir suskunduk. bazen susmak gerekir; neyin, nasıl, neden söyleneceğine yeniden karar vermek şapkayla baş başa kalmak. bu suskunluk bir unutma değil, birikme haliydi. şimdi, doğru günde, kentin emeğine saygı ile geri dönüyoruz. emeğin ve dayanışmanın günü olan 1 mayıs’ta yeniden başlıyoruz.
kentin damarlarında emek akıyor. her sabah açılan kepenkler, enerjisi hiç eksilmeyen üretimin gürültüsü, kaldırımlarda iz bırakan adımlar ve sessizce akan gündelik mücadeleler…sokaklarını adımlayanlar, duvarlarına yaslananlar, gecesini uykusuz geçirenler, gündüzünde direnenlerle, bugün, bu emeğe bin selamla dönüyoruz.
kent/in yaşayanıyla birlikte düşünmenin, birlikte eleştirmenin/tartışmanın ve birlikte üretmenin peşindeyiz. birlikte yol/culuk için yeniden buradayız. -biriktirdiğiyle, tartışmalarıyla, eleştirisiyle, zıtlığıyla- kent; yaşayanları odaklı nasıl bir yer olmalı/nın peşinde koşmaya devam edeceğiz. çünkü yaşadığımız yer, bizimle anlam bulur. kent, bizler sustuğumuzda daha çok eksilir. hep birlikte konuşmaya devam etmeliyiz bu meydanda.
zıtlar mecmuası, sadece bir medya değil, yaşadığımız yere karşı sorumluluğumuzun görüntüsü. bu meydan; yalnızca yazı yazmak, seslenmek, görünür olmak için değil; kente karşı sorumluluğumuzu yerine getirmek için de var olacak.
